Güncel yazılar

KORE KONUSU BÜYÜRKEN

Engin Erkiner

Kore konulu kitabı yazmaya başlasam artık diye düşünürken konu büyüdü. Okumam gereken bir-iki kitap kalmıştı diyebilirim ve esas olarak 1980 sonrasıyla ilgileniyordum çünkü öncesi hakkında ayrıntılı sayılabilecek bilgi sahibi olmuştum. O bir-iki kitabı almak için ilgili bölümün kütüphanesine gittiğimde “Kore çalışmaları” adlı yeni bir bölüm gördüm. On raf kadar vardı ve büyük bölümü kitaplarla doluydu. Büyük oranda İngilizce, birkaç Almanca ve bir miktar Korece yazılmış kitaplar… Yeni kitaplar gelmiş, onlara bakarken, seçmeci olmama rağmen 6 tane ödünç aldım. Kitaplardan birisine hemen başladım ve neredeyse yüz sayfa okudum. Almanya’da doktora yapmış bir Koreli yazmış, alman mentalitesiyle yazılan kitapları daha kolay okuyorum. Gereksiz ayrıntıya girmeden öncelikle esası anlatıyorlar.

Kitabın başındaki belirleme önemli: Kore tarihi ancak bütün olarak anlatılabilir. Kuzey Kore’nin ayrı  anlatılmasının mümkün olmadığını biliyordum ama bu belirlemeden yola çıkarak Güney’i daha ayrıntılı anlatmak gerekecek… 1949’dan beri ayrılan bu iki ülke arasında birkaç bin yıllık ortak tarih sürekli olarak varlığını duyuruyor. Aralarındaki ilişki Demokratik Almanya Cumhuriyeti ile Federal Almanya arasındaki ilişkiye benzemiyor. Bölünmüş iki ülkeyi karşılaştıran bir kitap da buldum, pazartesi kütüphaneden alacağım.

Kaynak bulamamak sorundur, biliyorum ama bu kadar çok kaynak bulmak da başka bir sorun oluyor. Okunması gerekenler artıyor.

Kitapta az bildiğim bir konu da ayrıntılı anlatılıyor: Japonya-Kore ilişkileri. 1910-1945 arasında Kore Japonya’nın sömürgesiydi ama farklı bir sömürge. Çok sayıda Koreli genç kızın Japon askerlerine hizmet sunan genelevlerde çalışmaya zorlanması gibi… Hayret ederek öğrendiğim yeni bilgi ise şöyleydi: Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombaları sonucu sadece Japonlar ölmedi; bu ülkede madenlerde ve değişik sektörlerde çalıştırılan Koreli işçiler de öldü. Sayıları tam bilinmiyor ama az değildir. Belki daha da önemlisi, Japonya hükümetleri yakın yıllara kadar bomba kurbanları olarak sadece ölen Japonları anıyor, Korelilerden söz edilmiyor.

Japonlar kendilerini Asya’nın en gelişmiş, en üstün halkı olarak görüyorlar ve bu görüş 19. yüzyıl sonlarından beri geçerlidir. Japon halkı ırkçılıkta Almanlara beş basar denilebilir. Kitapta Japonya’nın Kore’de işlediği suçlar konusunda özür dilemesi için yıllardan beri uğraşan bir kişi şöyle diyor: Almanların Nazi geçmişleriyle ilgili hesaplaşmalarının yarısını Japonlar yapsaydı, işimiz kolay olurdu.

Kitapta özellikle üzerinde durulan Güney Kore’deki demokrasi mücadelesini daha ayrıntılı öğrendim. Güney Kore’de 1980’li yılların ortalarına kadar askeri diktatörlük var. ABD bu diktatörlükleri destekliyor. 1980’de bir kentte -Gwangju- büyük ayaklanma yaşanıyor. O kadar ki ordu geri çekilmek zorunda kalıyor. Ardından katliam yaşanıyor.

Kısa süre önce sıkıyönetim ilan eden Güney Kore Devlet Başkanı’nın Parlamento kararıyla tutuklanmasını biliyorsunuz. Askeri diktatörlüğe karşı yıllar süren ve özellikle öğrencilerin ön planda olduğu şiddetli bir parlamenter demokrasi mücadelesi… Bütün toplum bu mücadeleden etkilenmiş… Karşıtlar da var ama devlet başkanına karşı yapılan büyük sokak gösterileri sonuçta görevden alınmayı ve tutuklanmayı getiriyor.

Güney Kore tarihini de daha iyi öğrenmek gerekiyor…

Engin Erkiner

THKP/ C HDO ( ACILCILER) Orgutunun uc kurucu liderinden biridir. ayrica 1976 sonrasi hdo nun sp eylemlerini yonettiyi gibi ,politik ve askeri lideryiyin birliyi ilkesini hayata gecirerek bu eylemlere en onde savasarak katilmis ve tesadufen hayatta kalmayi basarmistir. Yani engin ustad bir doneme damga vuran devrimci liderlerdendir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu