Facebook’ta bir arkadaş Dostoyevski’den alıntılar yaparak benim psikoanalizimi yapmış, yazıyı tek kişi için yazmayayım, genele yönelik olsun diye düşündüm.
Psikanalizin ilk yazarı Dostoyevski’dir. Freud, Dostoyevski olmasaydı psikanalizin ortaya çıkması zaman alırdı, der ki doğrudur.
Bu saptamanın üzerinden en az 120 yıl geçti. Psikanalizi Dostoyevski’den öğreniyorsanız, konu hakkında fazla bilginiz yok demektir.
Psikanaliz çok gelişti ve değişik kişiler tarafından temsil edilen akımlara ayrıldı.
Psikanalizin temel bilgisini almak için Freud okuması şarttır.
Psikanaliz ve sosyoloji ilişkisi için Adorno şarttır.
Nazizmin psikolojik çözümlemesi psikoloji ve sosyal psikoloji için vazgeçilmezdir.
Bu alanda büyük isimler var: Hans Dieter König, Alfred Lorenzer gibi…
Türkçede olduklarını sanmıyorum, orjinalleri Almancadır.
Derin hermeneutik yöntemini mutlaka öğrenin; saydığım son iki isim bu alandandır.
Sosyal psikoloji ve faşizm büyük bir konudur. Bu alanda hiç okumamışsanız psikanalizde ciddi eksikleriniz var demektir.
Marksistler faşizmi anlamadılar. Sadece Hitler zamanında değil, sonrasında da anlamadılar. Faşizmi tekelci burjuvazinin egemenlik çeşitlerinden birisi olarak gördüler. Faşizmin kültürel temelini, bu bağlamda Nazizmin Alman tarihi ve kültüründeki köklerini öğrenmedikleri gibi bunun gerekli olduğunu bile düşünmediler.
Almanya’ya otoriter bir rejimin gelmekte olduğunu ve işçilerden de önemli destek bulacağını ilk açıklayanlar Max Horkheimer ve Erich Fromm’dur. Yıl 1930 başlarıdır.
Otoriter Aile’yi mutlaka okuyun. Max Horkheimer Nazizmin Alman aile kültüründeki zeminini gösterir. Almanya 68’i bu nedenle ülkedeki aile kültürünü şiddetle eleştirmiş ve değişmesine neden olmuştur. Almanya’da güçlü bir anti faşist potansiyel varsa ülkenin 68’in ardından önemli kültürel değişme yaşaması nedeniyledir.
Felsefe ve Yakın Almanya Tarihi ile 68’den Ne Kaldı? kitaplarıma bakabilirsiniz. Bu konular da işlenir. İkisi de E Kitap olarak vardır.
Dostoyevski’yi sevmeniz iyi, ben de severim ama psikanaliz olarak bu yazar sadece başlangıçtır.
Bunları nereden biliyorsun diye sorarsanız; Almanya’da ilk üniversite tahsilim politik bilim, sosyoloji ve sosyal psikolojidir. Bologna Anlaşması’ndan önce Almanya’da üniversite eğitimi ağırdı; ben de o döneme denk geldim.
