Güncel yazılar

BAŞKA KONULARA GİRMEK…

Engin Erkiner

Site resimsiz daha az zahmetli oluyor çünkü konuya uygun resim bulmak kolay olmadığı gibi bulunan resimler de genellikle telif ücretli… Bu nedenle olmaması daha iyi denilebilir.

Başka konulara girmek kararını dün epeyce düşündükten sonra verdim. Yıllardan beri ülke tarihlerini inceliyorum ve bu konuyu artık geri plana atacağım. Bulgaristan-Romanya, Kamboçya, Arnavutluk yazıldı. Bugünün sosyalist ülkelerinden Çin, Vietnam-Laos yazıldı. Kuzey Kore de yazılacak… Küba tarihini daha önce anlatmıştım: Che Guevara – Kısa Uzun Bir Hayat (bu kitapları E Kitap olarak Drive’da bulabilirsiniz. Engin Erkiner Kitaplar olarak arayın).

Daha öhce yazmayı planladığım Yugoslavya ve Polonya konularına ne zaman sıra gelir, bilmem.

50. Yılında TDAS’ı yazacağım…

Yıllar önce bırakmak zorunda kaldığım, tümüyle bırakmadığım ama az uğraştığım iki konuya döneceğim: doğa felsefesi ve edebiyat. Klasik fizik ya da Newton fiziği temelinde doğa felsefesi çoktan geride kaldı. Görelilik Kuramı ve özellikle parçacık mekaniği yıllardan beri ön plandadır. Gerçi özellikle marksistler kendilerini Engels döneminin doğa felsefesine hapsetmişler ama varsın öyle yapsınlar, uğraşmanın gereği bulunmuyor.

Heisenberg’in hayatını okuyacaktım, bu tür kitaplar hayat hikayesinden çok yeniyi nasıl bulduklarını anlatırlar ama elimdeki kitabı bölümleri atlayarak okumaya karar verdim. Yazarın temel sorusu şu: Heisenberg neden Nazilerle iyi geçindi?

Sanki kötü geçinmesi şarttı. Herkes politik olmak zorunda değildir. Heisenberg doğanın kavranmasında büyük adımlar atılmasında yer aldı, varsın anti faşist bile olmasın… Heidegger’in aksine Nazi olmamış ama aktif olarak karşı da olmamış. Büyük bir teorik fizikçi olmak fazlasıyla yeterli bir özelliktir.

Einstein Yahudi olmasaydı Nazilere ne oranda karşı olurdu, bilinmez.

Bu insanlar -Schrödinger, Bohr, Pauli de eklenmelidir- bütün yeteneklerini doğa anlayışını esaslı olarak değiştirecek yeni bir bilim dalının kurulup gelişmesi için harcamışlar. Bu nedenle ilgili kitabın yazarının sorusu anlamsızdır.

Bugün Wolfgang Pauli’nin felsefi anlayışını anlatan kitabı aldım. Okumaya başlar başlamaz şaşırdım: Pauli yıllar önce bir bölüm insanla tartıştağım katılımcı doğa anlayışını anlatıyordu. Bu anlayış genel olarak materyalizmi yadsır.

Madde insanın dışında vardır, bunu kabul eder ama madde nedir diye sorup tanımaya çalıştığınızda işin içine insan da karışır. Somutlarsak elektron atom içinde bir parçacıktır. Belli bir kütlesi, hızı ve yeri bulunur. Bir elektron öncelikle bunlarla tanımlanır. Elektronu daha yakından incelemek için gözlemlediğinizde ona gönderdiğiniz ışık parçacıkları elektronun yerini ve hızını değiştirir. Burada maddenin özelliklerinin tanımlanmasına insan da girmektedir.

Bu anlayışı Engels ve Lenin’de bulamazsınız. Normaldir çünkü onların zamanında parçacık mekaniği, doğa anlayışını değiştiren Heisenberg’in Belirsizlik İlkesi yoktur.

Buna yıllardan beri “katılımcı doğa” anlayışı da deniliyor.

İsviçre’de bulunan atom altı parçacıkları hızlandırıp çarpıştırarak yeni parçacıklar ortaya çıkakaran CERN  bunu yapmaktadır. Parçacıkların çarpışma hızına görei farklı parçacıklar ortaya çıkmasına neden olursunuz. Deney sonunda nelerin ortaya çıkacağı deneyi yapana bağlıdır. Yeni parçacıkların oluşmasını insansız düşünmek mümkün değildir.

Edebiyata gelince…

Edebiyat ortak kabul etmez sözü her zaman geçerli değildir. Gülün Adı’nın yazarı Umberto Eco aynı zamanda ortaçağı tarihi konusunda uzmandır, üniversitede çalışıyordu. Zor ama olabiliyor demek ki…

Edebiyatta sosyal bilimlerdeki düzeyimi yakalaya.bileceğimi sanmıyorum. Edebiyatı seviyorum. Okumayı ve üretmeyi seviyorum. Edebiyatta şimdiki düzeyimi -iki roman, iki öykü kitabım var- vasatla iyi arasında görüyorum. Daha fazla zaman ayırıp uğraşırsam durumun iyileşeceğini tahmin ediyorum (Drive’da aynı adreste bulunabilir).

 

 

 

 

Engin Erkiner

THKP/ C HDO ( ACILCILER) Orgutunun uc kurucu liderinden biridir. ayrica 1976 sonrasi hdo nun sp eylemlerini yonettiyi gibi ,politik ve askeri lideryiyin birliyi ilkesini hayata gecirerek bu eylemlere en onde savasarak katilmis ve tesadufen hayatta kalmayi basarmistir. Yani engin ustad bir doneme damga vuran devrimci liderlerdendir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu