Güncel yazılar

İYİ YILLAR, İYİ MORALLER

İyi yılları anladık da iyi moraller nereden çıktı diyebilirsiniz.

Bazı kişiler kendimi sürekli övmemden şikayetçiymiş.

Garip, çünkü kendini öven birisi değilim. Ayrıca gerek de bulunmuyor.

Yaptıklarımı ve yapmayı planladıklarımı yazarım. Ne var bunda? Anlaşılan insanın yaptıklarını arada bir belirtmesi kendini övmek sayılıyor. Bu arkadaşların da morali bozuluyor sanırım.

Bunlar da materyalist üstelik…

Üç üniversite bitirdim demek yerine liseyi zorlukla bitirdim desem sanki gerçek değişecektir!

61 kitap yerine ancak 11 kitap yazabildim desem sanki sayı 61’den 11’e inecektir.

İstesem de yapamam çünkü kitapların tümü E Kitap olarak bulunuyor. Açarsınız Drive’ı sayarsınız.

Bazı insanlar kendilerine üstten konuşmamdan şikayetçiymiş. Bu konuda haklılar. Nedeni, çok aşağıda oldukları için mecburen üstten konuşuyorum.

Mesela modern fiziğin değişik dallarının 20. yüzyıldaki gelişimi diyalektik materyalizmin tezlerini ciddi olarak zorlar. Buna karşı “hayır, diyalektik materyalizm bilimsel olarak tümüyle kanıtlanmıştır” diyene; “modern fizik hakkında ne biliyorsunun da böyle konuşuyorsun?” demek, üstten konuşmak değildir.

Cahil insan konuştuğunda -cahillik insanı konuşturur- ona anladığı dilden cevap verirsiniz.

Bu kişilerin kendilerine ait fikri yoktur. Bir yerden duymuş ya da okumuşlardır. Ben de farklı tesqit yapan birkaç kişinin adını verebilirim ama bu şekilde nereye varılabilir ki! Karşımızdaki bir şey bilmiyor. Biraz öğrenir, düzeyini yükseltir ve bu durumda üstten konuşmak söz konusu olmaz.

Sen çok aşağıdaysan, karşındaki mecburen üstten konuşacaktır.

Birkaç kere belirttim: hoşunuza gitmiyorsa yazdıklarımı okumazsınız.

1974’de Rus Devriminden Çıkan Dersler’i yazdığım günden bu yana 50 yıl geçti, hiç okur sıkıntım olmadı. Bilimsel içerikli yazılar okur sayısı düşünülerek yazılmaz. Bu tür yazılar kendi okurunu üretir. A ve B gitti diyelim, yerine C ve D hatta fazlası gelir.

Bir konuyu öğrenin, ardından yapılan tespitlenre itiraz edin, tartışın. Böyle bir tartışma iki tarafa da yararlı olur. Cahille tartışmak ise zaman kaybıdır, boş gevezeliktir ve ne gerek vardır?

Yılın bu son yazısında Kuzey Kore konusunn tahminimden daha verimli bir alan çıktığını iyice anladım diyebilirim. Kuzey Kore kültürünün etnolojik incelenmesi şu soruyla başlar: Bu ülkedeki gelişmiş kişi kültünün kültürel temeli nedir? Kim Il Sung’a ölümünden sonra da azalmayan büyük hayranlık, bağlılık zorla sağlanamaz. Bu nasıl oluyor?

Biraz uzun cevabı tek cümleyle anlatırsam: kolektif ritüellerin kitle hayatında önemli yer tutması.

Perşembe günü merkez kütüphane açılıyor, o kitap elimden kurtulamaz.

Bir antropolog Kuzey Kore kültürüyle İnka kültürü arasındaki benzerlikleri inceliyor. Bende İnka kitabı vardı, okudum. Kolektif rituel İnka kültüründe önemli yer tutuyor.

Günümüz için somutlarsak: namaz ve cem kolektif ritüel kategorisine girer. Bu tür ritüellerin sık aralıklarla tekrarlanması katılan insanlar arasındaki ilişkiyi pekiştirir. Anma geceleri, ölenleri sürekli anmak da böyledir. Hepsi değişik derecelerde kolektif ritüel kategorisine girer.

Farklı zamanlarda uygulama alanı bulan, içeriği doğal olarak değişen ama ana ilkeleri aynı kalan önemli bir konu…

Siz de öğrenin, siz de yazın; engel olan mı var?

 

 

Engin Erkiner

THKP/ C HDO ( ACILCILER) Orgutunun uc kurucu liderinden biridir. ayrica 1976 sonrasi hdo nun sp eylemlerini yonettiyi gibi ,politik ve askeri lideryiyin birliyi ilkesini hayata gecirerek bu eylemlere en onde savasarak katilmis ve tesadufen hayatta kalmayi basarmistir. Yani engin ustad bir doneme damga vuran devrimci liderlerdendir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu