Neredeyse on yıldan beri katıldığım panellerde Türkiye’den gelenlerin şöyle bir belirlemesini duyarım: Avrupa ülkelerinde yaşayan arkadaşlar Türkiye’de yaşayan gençlere burada yaşamanın zorluklarını anlatmalıdırlar. Buraya gelmesinler…
Gelenlerin sayısı on yıldır azalmanın tersine arttı ve ek olarak çok sayıda genç ülkeden çıkmak istiyor ama yolunu bulamıyor. Yapılan araştırmalar durumu açık olarak gösteriyor.
Türkiye’de büyük potansiyel var mı, var, ama var, o kadar…
Harekete geçen çok az; büyük çoğunluk sadece konuşuyor ve izliyor.
Eğer konuşulana değil de yapılana bakarsanız büyük potansiyelden söz edilemez.
Potansiyel var ama abartmamak gerekir.
Yukardaki belirlemeye gelince; şunun sorulması gerekir: Türkiye’den gitmek isteyenler yıllardır orada olan, kendince mücadele eden sizleri dinlemiyorlarsa, bizi neden dinlesinler?
Sürekli insan geliyor; bir bölümü ilticacı, bir bölümü ise kalifiye eleman…
Belirtmek gerekir: marksistler gibi dünyayı 30 yıl geriden izlemeyin. 30 yıl önce iletişim bugünkü kadar gelişmiş değildi ve oradakilerin buradakileri dinleme ihtimali daha yüksekti. Göç etmek için hedeflenen ülke hakkında bilgi sahibi olmamak eskidendi; yıllar içinde göç arttı ve birikti. Almanya’da hemen herkesin tanıdığı bulunuyor ve gerekli bilgileri onlardan alıyorlar.
Türkiye’den çok sayıda doktor ve sağlık personeli geliyor. İltica etmelerine gerek yok, Almanya hemen oturum veriyor. Gördükleri tıp eğitimi ne oranda kabul ediliyor, hangi ek dersleri okumak zorundadırlar, pratisyen hekimliği ne kadar süre yapmak durumunda kalıyorlar; hepsini ülkede kalanlara iletiyorlar.
Türkiye’de tıp fakültesini kazananlardan az olmayan bir bölümünün hemen Almanca kursuna yazıldığını biliyor musunuz? Okulu bitirdikten sonra gidecekler ve şimdiden planlamasını yapıyorlar. Almanya’da doktorların durumu hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmadan böyle bir gelecek planlaması yapmak mümkün değildir.
Bu insanların bizden bilgi almaya ihtiyacı bulunmuyor, soran da yok zaten…
Yıllardan beri mücadele ediyorsunuz ve bunu özellikle ülke dışında yaşayanların kafasına kakıyorsunuz. O insanlar sizlere yıllardan beri büyük destek sağladılar ve ek olarak da sizi fazla dinleyen insanlar üzerinden ülke dışındaki mücadeleye önemli zarar verdiniz.
Yıllardan beri -hangi örgüt olduğu fark etmez- ülke dışındaki yapının özerk olması gerektiğini savunurum. Avrupa ülkelerindeki Türkiye temelli sosyalist mücadele neredeyse bitme noktasına gelmişse, bunda sizlerin payı büyüktür. Bilmediğiniz, anlamadığınız bir alandaki mücadeleyi yönlendirmeye kalktınız ve sonuç ortadadır. Sizleri dinleyen, yıllarca kavga da ettiğim insanların büyük bölümü aradan 20-30 yıl geçmesine rağmen hala doğru dürüst dil öğrenemedi. Yıllarca Türkiye’den ve oradaki mücadeleden başka şey düşünmeyen insanların geldikleri durum budur. Bunun başta gelen sorumlusu kendileridir tabii ama Türkiye’dekilerin sorumluluğu da az değildir.
Rica etsem de işinize baksanız ve ülk dışındakilere akıl vermeyi bıraksanız…
Ülke dışındakilerin size akıl vermesinden şikayet mi ediyorsunuz; dinlemezsiniz, olur biter…
Buradakiler arasında maalesef sizi dinleyenler az değildir; maalesef böyle…
Gençler, genç sayılabilecek kalifiye elemanlar sizi dinlemiyorlar.
Biz ne yapıyoruz diye oturup düşünmeniz gerekmez mi?
