KUZEY KORE’NİN ETNOLOJİK İNCELENMESİ
Aylardan beri Kuzey Kore ile ilgili incelemeler okuyorum. ABD’li yazarların “dünyada ne yapacağı bilinemeyen tek ülke” belirlemesi bu konudaki kafa karışıklığını yeterince anlatır. Kandisky resmi gibi, nasıl baktığınıza bağlıdır.
Kuzey Kore kültürünü anlamayanın iyi inceleme yapması mümkün değildir. Sorun önce anlamaktır, değerlendirme sonra gelir. Bu konuda etnoloji, politik bilimden daha geniş kapsamlıdır. Politik kurumların ilerisinde kültürü inceler. Epeyce aradıktan sonra bulduğum kitap, Reading North Korea – An Ethnological Inquiry aradığıma cevap verecek gibi görünüyor.
Bulgaristan toplumuyla ilgili etnolojik bir incelemeyi Sosyalizmden Kapitalizme Geçiş – Bulgaristan ve Romanya Örnekleri kitabında uzunca aktarmıştım. Avusturyalı yazar bir süre Bulgaristan’da yaşamış, dili öğrenmiş ve önemli bir inceleme yapmış (Bu kitabı www.enginerkinerkitaplar.blogspot.com da veya Drive’da Engin Erkiner Kitaplar başlığı altında bulabilirsiniz.)
Kitabın yazarı Sonya Ryang Korece biliyor, bu ülkede bulunmuş ve incelemesinin odak noktasını şöyle belirlemiş: burada herşey politik. Hayat, ölüm, beden, aşk, herşey… Politik ve sosyal olan ayrılmazcasına bağlıdır. Bu toplumdaki gelişmiş politikliği anlamaya çalışacağım…
Bu bir kültür incelemesidir; politik kurumların işleyişiyle kendinizi sınırlandırırsanız kültürü yeterince anlayamazsınız.
Kim Il Sung için Korecede kullanılan kelimeyle oğlu Kim Jong Il için kullanılan kelimelerin ikisi de lider anlamına geliyor ama ilkinin daha farklı içeriği bulunuyor.
Kuzey Kore Emek Partisi marksist terminolojiyi terk etmiş, yerine Juche terimini kullanıyor. Bu kelime kendine güvenmek, yeterlilik demek… Tarihsel materyalizmi insan iradesine yeterli önem vermediği için eleştiriyor.
Dışardan bakarak yargılamak zor değildir. Tam bir lider toplumu, babadan oğula geçen hanedan diyebilirsiniz. Ülke 1980’li yılların ortalarına kadar ekonomik gelişme yönünden Güney Kore’den ileridedir. SSCB ve sosyalist ülkelerin dağılması sonucu derin ekonomik krize giriyor çünkü ihracat pazarlarını kaybediyor.
1945’te kurulan ülke aradan 80 yıl geçmesine rağmen ekonomik olarak ileriye geçmiş Güney Kore tarafından halen yutulamamış durumdadır. İki Kore arasındaki ilişki 1989 öncesinde iki Almanya arasındaki ilişkiye benzemiyor.
Kore olarak başladılar ama zaman içinde farklı bir ulus yarattılar, öyle görünüyor.
Çok ilginç bir tarihi var genel olarak Kore’nin…
40 yıl kadar süren Japonya sömürgeciliği döneminde Japonya önemli sanayi yatırımlarını ülkenin kuzey bölgesinde yapıyor, güneyde hafif sanayi yatırımları bulunuyor. Japonya ve Kore karşı karşıyadır, yakındır. Japonya sanayi yatırımlarında Kore’yi kendisinin bölgesiymiş gibi kullanıyor. Kore genelde tarım ülkesi ama bir oranda sanayileşiyor ve kuzeyin sanayileşmesi güneyden ileridedir. Japonya 1945’te savaşı kaybettiğinde durum böyledir. Kuzeyin güneye göre daha sanayilemiş olmasının nedeni Japonya sömürgeciliğidir.
Kuzey’in ekonomik olarak daha gelişmiş konumu SSCB dağılıncaya kadar sürüyor.
Kuzey Kore’nin Çin’le uzun bir sınırı var. Rusya ile kısa sınırı bulunuyor.
Kim Il Sung Kızıl Ordu’da yüzbaşı, Japonya’ya karşı gerilla savaşında (Mançurya) yer alıyor ve ülkenin kurucusu sayılıyor. Partinin sorumlu kademeleri yıllarca eski gerilla savaşçıları tarafından dolduruluyor (benzer durum Vietnam Komünist Partisi’nde de vardır).
Konuyla ilgili yaklaşık on kitap okudum ama daha bitmedi. Elimdekinden sonra Guerilla Dynastie (Gerilla Hanedanı) kitabı var sırada…